Kolon Kanseri Cerrahisi
Koleraktal Kanser Cerrahisi
Kalın bağırsak kanseri %65-85 oranında sporadik yani rastlantısal, -30 oranında ailesel ve %5-7 oranında genetik nedenlere bağlı gelişir. Yaş önemli bir risk faktörü olup 10 kalın bağırsak kanserinin 9’u 50 yaş ve üzerindedir. Bir diğer önemli risk faktörü neoplastik polipler olup, bunlar tubüler, villöz, tubülo-villöz olmak üzere 3’e ayrılmaktadırlar. Örneğin 2 cm’den büyük villöz poliplerde kanser gelişme riski % 50 civarındadır. Genetik nedenler arasında FAP ve Lynch sendromu bulunmakta ve bu hastalarda kalın bağırsak kanseri gelişme oranı FAP için 0, Lynch sendromu için %80 civarındadır. Crohn ve ülseratif kolit gibi inflamatuar barsak hastalıkları da kalın bağırsak kanseri gelişiminde rol oynamaktadırlar. Kırmızı etin özellikle sosis benzeri işlenmiş etlerin aşırı tüketilmesi kalın bağırsak kanseri gelişimi için önemli iken, obezite, alkol ve sigara, tip 2 diyabet kalın bağırsak kanserleri için diğer risk faktörleridir.
Kalın bağırsak kanseri olan hastaların en önemli şikayetleri barsak alışkanlıklarında değişiklik ve rektal kanamadır. Hastalar bazen diyare, bazen kabız olabilmektedirler. Yine gaita kalibrasyonunda incelme ve büyük abdest yapma isteği ama boşalamama hissi hastaların tanımladıkları önemli şikayetlerdir. Rektal kanama ya koyu kahve renginde yada taze kırmızı rekli kan şeklindedir. Bunların dışında tüm onkolojik hastalıkların temel karakteristikleri olan kilo kaybı, iştahsızlık, halsizlik hastaların diğer önemli şikayetlerindendir. Bu tür şikayetleri olan özellikle 50 yaş üzerindeki hastalar mutlaka hekime başvurmalıdır.
Kalın bağırsak kanserinde tanı öncelikle genel cerrahın hastayı detaylı bir fizik muayene ve rektal muayenesi ile başlar. Laboratuvar tetkiklerinde özellikle tam kan sayımı önemlidir. Tümör markerları hastalığın tanısından ziyade takibinde kullandığımız testlerdir. Görüntüleme yöntemleri arasında ayakta boş karın grafisi, ultrasonografi ve bilgisayarlı tomografi hastaların tanısında yararlandığımız tetkiklerdir. Baryumlu kolon grafisi ile kalın bağırsağın herhangi bir yerindeki dolma defektini görebiliriz. Kalın bağırsak kanserinin histopatolojik tanısı ise kolonoskopi eşliğinde alınan biyopsi ile konulmaktadır. Kolonoskopi anal kanaldan itibaren tüm kalın bağırsağın endoskopik olarak görüntülenme işlemidir. Son zamanlarda özellikle rektum kanserlerinin bölgesel durumunu değerlendirmek için endorektal ultrasonografi’den yararlanmaktayız.
Kalın bağırsak kanseri olan hastaların en önemli şikayetleri barsak alışkanlıklarında değişiklik ve rektal kanamadır. Hastalar bazen diyare, bazen kabız olabilmektedirler. Yine gaita kalibrasyonunda incelme ve büyük abdest yapma isteği ama boşalamama hissi hastaların tanımladıkları önemli şikayetlerdir. Rektal kanama ya koyu kahve renginde yada taze kırmızı rekli kan şeklindedir. Bunların dışında tüm onkolojik hastalıkların temel karakteristikleri olan kilo kaybı, iştahsızlık, halsizlik hastaların diğer önemli şikayetlerindendir. Bu tür şikayetleri olan özellikle 50 yaş üzerindeki hastalar mutlaka hekime başvurmalıdır.
Kalın bağırsağın ülseratif hastalık, divertiküler hastalık, sigmoid volvulus, prolapsus gibi begin veya neoplastik polipler, kanser gibi malign nedenlerle belli bir kısmı veya tamamı robotik yöntemle çıkarılabilir. Robotik yöntemle kalın bağırsak ameliyatı önemli robotik ameliytlardan olup, robotik cerrahi konusunda ileri bilgi ve tecrübeye sahip cerrahlar tarafından yapılması gereken işlemlerdir. Günümüzde robotik kalın bağırsak ameliyatı tüm dünyada kabul görmüş bir işlem olup, Fransa’da kalın bağırsak kanseri olan 3 hastadan birinin ameliyatı kapalı yöntemlerle gerçekleşmektedir. Özellikle kalın bağırsağın son kısmı olan rektum pelvis dediğimiz dar bir yapı içerisinde yer almaktadır. Robotik rektum kanseri ameliyatları robotik teknolojinin imkanlarından yoğun bir şekilde faydalandığımız ameliyatlardır.
Robotik kalın bağırsak kanseri olan hastalar açık cerrahi geçiren hastalara göre çok küçük kesilerden bu işlemleri tamamlamış olurlar. Dolayısıyla bu hastalarda ameliyat sonrası ağrıları daha az olmakta, yara enfeksiyonu nadir ortaya çıkmaktadır. Robotik kalın bağırsak kanseri ameliyatı geçiren hastalarda ameliyata bağlı kanama yok denecek kadar az olmaktadır. Hastaların hastanede kalış sürleri daha kısa olup, hastalar daha erken işe dönmektedirler. Tüm bu iyileşme süreçlerinin daha iyi olması özellikle kanser ameliyatı geçiren hastalar için daha önemlidir. Çünkü bu hastaların bir kısmı ameliyat sonrası dönemde kemoterapi alacaklarından, cerrahi sonrası erken dönemde iyileşmeleri önemlidir. Sonuç olarak kolorektal kanserlerde ileri robotik tecrübeye sahip cerrahlar tarafından uygulanan robotik kalın bağırsak ameliyatlarının açık cerrahilere göre daha iyi sonuçları bulunmaktadır...
Kalın bağırsak kanserinin asıl tedavisi tümörün sağlam doku sınırları içerisinde beraberindeki bölgesel lenf nodları ile birlikte komple cerrahi olarak çıkarılmasıdır. Kemoretapi ve/veya radyoterapi kalın bağırsak kanseri tedavisinde yardımcı tedavi olarak uyguladığımız işlemlerdir. Alt rektum kanserlerinde sıklıkla öncelikle radyoterapi ve kemoterapi, ardından küçülmüş tümöre cerrahi rezeksiyon uygulanması daha yüz güldürücü sonuçlar vermektedir.